Yolda yürürken yada evde oturmuş çayımızı yudumlarken, başımızın üzerinde hissedemediğimiz muazzam bir ağırlık vardır. Bu ağırlık atmosferin ve havanın ağırlığıdır.
Dünyamızı zar gibi saran bu atmosfer, azot, oksijen, korbondioksit ve diğer gazlardan oluşur. Neredeyse zeminden bin kilometre yüksekliğe kadar uzanan gazlardır.
Evrendeki diğer maddeler gibi havanında bir ağırlığı mevcuttur. Düşünün aslında başımızın üzerinde duran bin kilometrelik bir hava sütunu var. Bu olay atmosfer basıncı olarak bilinir.
Neden Bedenimiz Bu Ağırlığın Altında Ezilmiyor?
Aslında vücudumuzun atmosferik basınca karşı koyan ve onu dengeleyen bir iç basıncı vardır. Bu iç basınç olmasaydı hayatta kalamazdık.
Atmosfer basıncında değişiklik olduğu zaman kendimizi kötü hissederiz. Baş dönmesi, burun kanaması gibi. Dağcıların yüksek irtifalarda hastalanmalarının nedeni budur. Yukarılara çıkıldıkça hava incelir ve dolayısıyla atmosfer basıncı da düşer.
Atmosfer Basıncı Nasıl Ölçülür
Dünya yüzeyindeki bütün alan ölçülmez. Belirli bir alanın yada santimetrelik gibi küçük alanların ağırlığı ölçülür. 1643'te İtalyan matematikçi Evangelista Torricelli, atmosfer basıncını ölçmek için barometreyi icat etti.
Bir barometre, içindeki havanın alındığı boş bir tüpten oluşur. Bu tüp bir cıva dolu kaba ters çevrilir. Cıva kabı üzerindeki havanın basıncına maruz kaldığı için cıvanın bir kısmı borunun içine itilir.
0 Yorum:
Yorum Gönder
- Üye Olmadan Anonim Yorum Yapabilirsiniz
- Google Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
- Lütfen Yorumlara Link Bırakmayın